top of page

Kimin Doğrusu En Doğru?

Son derece iyi niyetle ve tüm samimiyetinizle bir şeyler anlatmaya çalıştığınızda beklenmedik bir öfkeyle karşılaşıp şaşırdığınız oldu mu? İş hayatınızda, kalabalık bir toplantıda, herkesin aynı şeyi söylemesine rağmen bir türlü uzlaşamadığını hiç fark ettiniz mi? Hiç, bir arkadaşınızın çok sevineceğini düşündüğünüz bir jestinize kayıtsız kalıp kalbinizi kırdığı oldu mu?


Elbette insan ilişkilerindeki açmazları tek bir nedene indirgemek kolaycılık olur. Bununla birlikte, uzlaşmazlıkların pek çoğunun altında yatan temel nedenlerden biri, herkesin zihin yapısının birbirinden parmak izi kadar farklı olabileceği gerçeğidir.


Bilmediğiniz bir şehre gittiğinizi düşünün. Elinizde popüler ve güncel bir turistik harita olsun. Bu haritanızın üzerine gidilip görülecek yerler, ören alanları, plajlar, restoranlar, müzeler ve eğlence merkezleri işlenmiş. O sırada eski bir arkadaşınızın da aynı şehirde olduğunu öğreniyor ve buluşmaya karar veriyorsunuz. Size bir yer tarif ediyor ama haritanıza ne kadar dikkatli baksanız da onun tarif ettiği yer sizin elinizdeki haritada yok. Siz ona başka bir buluşma yeri öneriyorsunuz ama onun haritasında da sizin önerdiğiniz buluşma adresine dair bir iz yok. Muhtemelen 2 ayrı haritaya bakıyorsunuz. Örneğin, siz turistik haritanıza bakarak hüküm verirken, arkadaşınız kara yolları haritasına bakarak yolunu bulmaya çalışıyor olabilir.

İşte zihinlerimiz de bu haritalar kadar birbirinden farklı. Herkesin zihnininde, hayata dair bir harita var ve herkesinki kendine has. Üstelik hiçbirimizin haritası da gerçek coğrafyayı bire bir ve eksiksiz göstermiyor. Birçok zaman birbirimizle uzlaşamayışımız da bundan.


5 duyu organımızla algıladığımız her ham girdi, beyinde belirli süzgeçlerden geçer. Bu süzgeçler, karakterimiz, önceliklerimiz, değerlerimiz, ekolojimiz yani çevresel şartlarımız, ait olduğumuz toplumsal kültür gibi birçok kriterden oluşur. Daha makro filtreleri düşündüğünüzde bir beden hareketinin bir toplumda küfür sayılırken, bir başka toplumda hiçbir anlam ifade etmediğini hatırlayabilirsiniz. Bu filtreleri oluşturan en önemli kriterlerden biri de kişisel tecrübelerimizdir. Bu filtre, herkesin ham girdisini bilgiye çevirmesini eşsizleştirir. İşte bu filtreler, birbirimizden parmak izi kadar farklı zihinlere sahip olmamızı sağlar. Bundandır ki, bire bir aynı mahallede, aynı ailede, benzer okullarda yetişmiş kardeşimizle bile fikir ayrılıklarına düşebiliriz. Yine bundandır ki, bizce doğru olan bir şeyi herkes doğru bulacak diye bir kaide yoktur.


Peki, o zaman kimin doğrusu en doğru?


Aslında, kimsenin doğrusu en doğru değil. Ya da herkesin doğrusu en doğru! Tıpkı turistik bir İstanbul haritasının İstanbul’un kendisi olmadığı gibi. İstanbul hep İstanbul ama herkes onu başka türlü deneyimliyor.


Doğru ve yanlış bakış açılarına ilişkin hüküm vermek yerine, farklı zihin yapılarına, kültürlere, geleneklere ve anlayışlara meraklı olmak, bireyleri zenginleştirmek ve geliştirmekle kalmaz, iletişim kazalarını da en aza indirir. Dürüst olmak gerekirse bugüne kadar öğrendiğim neredeyse her çarpıcı yeni bilgiyi benden farklı olan, sosyoekonomik yapısı ve hayat görüşü bana pek de benzemeyen insanlardan öğrendim. Kendi yankı odamızda yaşamak pek de besleyici bir seçim değil, ne dersiniz?


Sevgilerimle

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Koçluk Nedir?

Merhaba. Koçluk kavramına ilişkin gerek GI Akademi’ye gerekse doğrudan bana gelen çok sayıdaki soru var. Çağımızda hepimiz çok yoğun bir...

 
 
 

Comments


Bize Ulaşın

Hafta içi : 09:00 - 18:00

​​Cumartesi: 10:00 - 14:00

Sizlerle tanışmaktan mutluluk duyuyoruz. Soru, öneri, eğitim ihtiyaçlarınız ve eğitim rezervasyonlarınız için bize aşağıdaki form ya da bilgilerden ulaşabilirsiniz.

  • Instagram
  • Youtube
  • Facebook

sema@giakademi.com    Tel: 0 535 7181040

© 2024, Gökçe Ilgaz Akademi

Mesajınızı aldık, teşekkürler...

bottom of page